top of page

Demokrasi ve Yerel Meclis Üyeleri

Yazarın fotoğrafı: Murat TÜRKYILMAZMurat TÜRKYILMAZ


Saygıdeğer Başkan,

Kıymetli Meclis Üyesi Büyüklerim, genç kardeşlerim,

Ve genç yaşımda kendilerini temsil etme onurunu bana veren çok değerli İstanbullular,


Sözlerime başlamadan evvel sizleri umutla, heyecanla, sevgi ve saygıyla selamlıyorum…

Bir söz var; bir kişinin ilk söylediğine değil son yaptığına bakın!

Bugün sizlerle seçimlerden evvel, sözleriyle, kalp işaretleriyle, üslubuyla, demokrasiye yaklaşımıyla pembe bir İstanbul vadeden,

Fakat bugün yaptıklarına baktığımızda; nobran, ötekileştirici, kibirli tutumuyla İBB başkanı özelinde yaşanan o büyük hayal kırıklığından söz etmek istiyorum.

Bu hayal kırıklığını İstanbullular gün be gün yaşıyorlar, İETT’den Halk Ekmek Kuyruklarına, Kapıya konan emekçilerden Partizan kadrolaşmalara kadar birçok örnek verilebilir. Fakat ben, bugün, bu büyük hayal kırıklığını daha çok ‘imaj’ ‘üslup’ ve ‘yaklaşım’ boyutunda konuşmak istiyorum.

Değerli Meclis Üyeleri,

Demokrasiler tahammül rejimidir. Öncelikle bu tahammül yöneticilerin sorumluğundadır. Ve şüphesiz yerel meclisler de yerel demokrasinin en önemli sahnesidir. Bizler de bu sahnenin seçilmiş aktörleriyiz. Bize düşen sadece kentin fiziksel, ekonomik, sosyal sorumluluğu değil kente ve meclise yakışan bir yönetim tarzının ve üslubunun da sahnelenmesidir. Bu sorumluluk öncelikle ve ağırlıkla İBB Başkanı’nın omuzlarındadır. Fakat bugüne kadar İBB başkanı bu konuda maalesef başarılı bir sınav verememiş, kendisine oy verenlere tam anlamıyla bir hayal kırıklığı yaşatmıştır.

İBB Başkanının siyasal patoloji bakımından söz ve davranışları maalesef tüm kadrolara sirayet etmiş, İstanbul nezaketi ve hoş görüsü yönetimden her geçen gün uzaklaşmıştır.

Meclisin daha ilk günlerinde, şerefli bir makam olan İBB Meclis Başkanlığı makamından İBB Başkanı’nın bir meclis üyesine etmiş olduğu küfür hala hafızlardadır. Böyle bir tahammülsüzlük ve kaba üslubun İstanbul’un belediye başkanının ağzından dökülmesini o gün kınadık, bugün de bir ibret levhası olarak canlı tutmaya devam ediyoruz. Çünkü hala bir özür gelmedi, bu küfür muhatabına değil bu yüce meclisin şahsi manevisine yapılmış büyük bir saygısızlık olarak tarihe geçmiştir.

İBB Başkanı bu üslubunu ve tarzını birçok ortam ve zeminde sürdürmüş, pek çok kez öfke nöbetlerinin tesiriyle bir başkana, İstanbul gibi bir şehrin başkanına asla yakışmayacak sözler sarf etmeye devam etmiştir.

İnsafsız bir şekilde teşebbüs ettiğiniz suya zam teklifinizi kabul etmediğimiz için İBB Başkanın şu cümleleri de meclis zabıtlarına geçsin.

Muhalefet görevini yapan bizler için “İstanbul tarihi böyle bir cahillik görmemiştir” “Böyle cahil bir adam da görülmemiştir” cümlelerini sarf edecek kadar İBB Başkanının demokrasiye ve hoş görüye ne kadar uzak olduğunu görmemiz mümkün.

Başkan tüm tekliflerini adeta siyasi bir noter gibi meclisten onaylanmasını beklemektedir. Unutulmasın ki bizler sadece bizi seçen İstanbullulardan talimat alır ve sadece onların menfaatinin sözcülüğünü yaparız. Başkanın sözcüleri ve meclisteki gücü işte burada, işte bu sıralardadır. İşte bu sıralarda da sizin yanlış işlerinize fren, doğru işlerinize de destek olan, milletinin emrinde olan Cumhur İttifakı gurubu var…

İBB Başkanı; Suya insafsız zamma geçit vermeyen Cumhur İttifakı meclis üyelerine, dilinden düşürmediği 16 milyonun seçtiği meclis üyelerine parmak sallayarak, özgür ve demokratik karar alma süreçlerini psikolojik baskı altına almaya çalışmakta ve farklı fikirlere olan tahammülsüzlüğünü bu tutumuyla ifşa etmektedir. O gün de söyledik, bugün de söylüyoruz, Hodri Meydan, Halep oradaysa Arşın Burada!

Bizi dava etmekle tehdit eden Başkandan henüz bizlere tebliğ edilmiş bir dava dilekçesi gelmedi! Bekliyoruz ; hukuki, siyasi her türlü mücadeleye hazırız.

Ya Siz, bizimle mücadele etmeye hazır mısınız?

Bitti mi, bitmedi! Bitmez de! Bu psikolojik ruh hali Başkan a hakim olduğu sürece daha nicelerini duymaya İstanbullular hazırlıklı olsunlar.

Ama az kaldı inşallah, bu fetret döneminin biteceği gün yakındır, İstanbul halkı bu üslupsuzluğun, yakışıksız davranışların, beceriksizliklerin, makyajı dökülmüş vaadlerin, yıkılmış hayallerin hesabını inşallah 2024 ‘de görecektir.


Devam edelim;

Yine İBB Başkanı bütçe ile ilgili yaptığı açıklamalarda;

“Bana bütçe dersi vermeye kalkmasınlar, akıllarını başlarından alırım” diyerek haddini aşan ve başkanlık makamına yakışmayan yine talihsiz bir açıklamada bulunmuştur. 25 yıllık iktidarsızlık sonrası iktidar olmanın kibri maalesef başkanın aklını başından almış anlaşılan. Buradan Başkana ve yönetimine seslenmek istiyorum, aklınızı başınıza alın ve bu çirkin üslubunuzdan derhal vazgeçin.

Çünkü bundan böyle bu üslubun devam etmesi halinde misliyle mukabele göreceğinizden şüpheniz olmasın.

İstanbul halkı seçimlerden önce 16 Milyonu kucaklayan, seçim meydanlarında esnafa, vatandaşa sevgiler, gülücükler dağıtan, sana oy vermeyeceğim diyen teyzeye bile güler yüzle “bana duan da yeter” diyen Ekrem İmamoğlu’ndan; seçim sonrası Taksiciler ile yapılan bir toplantıda taksici esnafını dinlemeden giden, demokratik tepkisini ortaya koyan taksici esnafına kim beni yuhaladı diye koruma ordusuyla geri dönen bir Ekrem İmamoğlu’na geçiş yapmak zorunda kaldı.

Geldiğimiz son 3 yılda Ekrem Bey, yüzündeki hoşgörü maskesinin altındaki gerçek halet-i ruhiyesini İstanbul halkına tüm şiddetiyle göstermiştir. Fazilet durağı yalanı ile işine gitmek isteyen İstanbul Halkını organize kötülükle suçlayan, Kar gibi bir nimeti felakete dönüştüren beceriksizliklerini şikayet eden İstanbul halkına trol ordusu diyen, esnaf ziyaretinde esnafı tokatlayan, meclis toplantılarında alenen küfreden bir İBB Başkanı haline dönüştü.

Başka bir örnek vermek gerekirse; İstanbul gibi bir şehrin Belediye Başkanının tavrının böyle olduğu bir yerde Genel Sekreteri Can Akın Çağlar bu tavırlardan aşağı kalmamış, kendisi aynı tavır ve nezaketsizlikle; geçen ay yapılan UKOME toplantısında İBB Trafik Komisyonu Başkanımız Sayın Abdullah ÖZDEMİR’in açıklamasını bitirmesini beklemeden sözünü kesip mikrofonunu kapattırmıştır. Her şart ve koşulda ne olursa olsun Sayın Genel Sekretere, Trafik Komisyonu başkanımız Abdullah ÖZDEMİR’in halkın oylarıyla seçilmiş meclis üyesi olduğunu unutmayıp haddini aşan eylemlere girmeden yalnızca kendi işini yapmasını tavsiye ediyorum.

Değerli Meclis üyeleri Kıymetli İstanbullular, Sayın İBB Başkanı ve bağlı kuruluşlarının yöneticileri 25 yıl boyunca AK Parti iktidarımız döneminde yapılan hizmetlere ve yatırımlara yenilerini ekleyememe ve İstanbul’u yönetememenin vermiş olduğu psikolojik baskının sonucunda, bu meclis çatısı altında millete hizmet etmeye çalışan meclis üyelerine parmak sallamaya, onları tehdit edip ağır hakaretler etmeye başlamışlardır. AK Parti iktidarında hizmet belediyeciliği ile yönetilen İstanbul, bugün tehdit ve hakaret söylemleri ile CHP iktidarında Racon belediyeciliğinedönüştürülmüştür. Parmak sallayarak “tehdit etmek” moda, meclis kürsüsünden “küfür etmek” gelenek, “akıl almak” gibi cümleler ise alışkanlık haline getirilmiştir.

İstanbul halkı müsterih olsun bu tehditlerin hiç birine boyun eğmeyeceğiz. Milletimizden almış olduğumuz destek ile halkımızın hakkını, hukukunu korumaya devam edeceğiz. Temel atmama töreni gibi örneği görülmemiş bir töreni yapanların, açılmış metro tünel inşaatını kapatanların, İstanbul’un bütçesini nimet; hizmet etmesini ise zahmet görenlerin haddini aşan nezaketsiz üsluplarına inat burada, dik duruşumuzla liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın çizmiş olduğu hizmet belediyeciliğinin gerektirdiği şekilde halkımızın hakkını savunmaya devam edeceğiz.

Sizleri ‘edep ya hu!’ selamıyla selamlıyor, saygılarımız sunuyorum.





 
 
 

Comments


Abone Ol

Teşekkürler

  • Black Facebook Icon
  • Black Twitter Icon
  • Black Instagram Icon

© 2023 Tüm hakları saklıdır.

bottom of page